Ekrem İmamoğlu’nun devre dışı kalması AK Parti’ye gerçekten avantaj mı sağlıyor

Photo of author


Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş karşılaştırması, muhalefet cephesindeki olası liderlik senaryoları üzerinden tartışılmaya devam ediyor. Özellikle anketlerdeki veriler, milliyetçi seçmendeki karşılık ve “devlet adamı” imajının etkisi göz önüne alındığında, Mansur Yavaş’ın AK Parti açısından daha zorlu bir rakip olduğu öne sürülüyor.

İmamoğlu’nun siyaseten devre dışı kalması halinde Yavaş’ın önünün açılabileceği ve bu durumun iktidar açısından daha karmaşık bir seçim süreci anlamına geleceği ifade ediliyor. Bu değerlendirme, “İmamoğlu operasyonu AK Parti’ye mi yaradı?” sorusunun da tekrar sorulmasına yol açıyor.

Üç yıl çok uzun
Türkiye siyasetinde gündem hızla değişiyor. Kamuoyunun hafızasının kısa olması, en hararetli olayların bile birkaç hafta içinde etkisini yitirmesine neden olabiliyor. Ekrem İmamoğlu’na yönelik gelişmelerin kısa vadede büyük yankı uyandırabileceği ancak seçime kadar olan üç yıllık süreçte etkisinin azalabileceği yorumları yapılıyor.

Makamın, maddi kaynakların ve siyasi gücün kaybedilmesi halinde bu etkinin daha da zayıflayacağı öngörülüyor.

CHP’nin yön arayışı
CHP açısından iki temel yol olduğu belirtiliyor: Ya partinin geleceğini İmamoğlu’nun siyasi kaderiyle birleştirecek adımlar atılacak ya da İmamoğlu’na destek sürerken yeni bir siyaset stratejisi geliştirilecek. Partinin henüz bu konuda net bir karar vermediği ve ilk şoku atlattıktan sonra yönünü belirleyeceği ifade ediliyor.

Yargıya yaklaşımda kutuplaşma
Türkiye’de yargıya yönelik tutum da yine ikiye ayrılmış durumda. Bir kesim, mahkeme kararı çıksa bile suçlamalara inanmazken; diğer kesim, daha karar verilmeden şüphelileri suçlu ilan etme eğiliminde. Bu durumun, ülkedeki temel sorunlardan biri haline geldiği ve yargıya yaklaşımın normalleşmesinin acil ihtiyaçlar arasında yer aldığı vurgulanıyor.

İzlenmekten vazgeçilmeyen korku türleri
Yazarın kişisel ilgisini çeken film türleri arasında; yol motellerinde geçen korku hikâyeleri, Avrupa tatili kabuslarına dönüşen gençlik filmleri, orman evlerinde geçen musallat olayları ve Tayland-Slovakya gibi ülkelerde geçen gerilim dolu senaryolar öne çıkıyor.

Kaynak: CUMHA – CUMHUR HABER AJANSI